Çocuk gelişimi, birey doğumda ve ergenliğin sona ermesi arasında meydana gelen biyolojik, psikolojik ve duygusal değişimleri gerektirir, çünkü birey bağımlılıktan artan özerkliğe geçmeye başlar. Tahmin edilebilir bir sıraya sahip, ancak her çocuk için benzersiz bir kursa sahip olan sürekli bir süreçtir.

16 Temmuz 2019 Salı

Çocuk Gelişim UzmanıTarafından Yazıldı. İçinde , , , , , , , , , , , , , , , , , , konuları yer almaktadır. | Temmuz 16, 2019 Yorum Yok


FİZİKSEL GELİŞİM

Fiziksel gelişim, vücut ağırlığı ve bedendeki artışlarla kendini gösteren, bireyin ağırlığında ve yapısındaki biyolojik değişikliklerdir. Bunların içerisine organların gelişmesi, boyun uzaması, kilonun artışı, kemiklerin gelişimi, iskelet sistemi, dişlerin çıkması ve değişmesi, kas, beyin ve sinir, sindirim, dolaşım, solunum, boşaltım gibi sistemlerin ve duyu organlarının gelişimi de girmektedir.
 Şüphesiz büyümenin en belirgin göstergesi boydaki ve vücut ağırlığındaki değişikliklerle ölçülebilen alanlarda gözlemlenir. İlk yılın sonunda normal bir bebeğin boyunun, doğum boyunun % 50’ si kadar uzaması ve vücut ağırlığının ise % 300 gibi bir oranla artması beklenmektedir. İkinci yıllarına girdiklerinde pek çok bebek doğdukları zamana göre dört kat daha ağır ve en az on iki santimetre daha uzun olur.
Bebeklik döneminde inanılmaz bir hızla gelişen kemikler ve kaslar çocuğun kas gücü ve koordinasyonunun giderek artmasını sağlar. Bebeğin, doğumdaki kas ağırlığının toplam vücut ağırlığına oranı beşte bir iken, yetişkinlikte bu oran beşte ikidir.
Anne babalar bir değişime daha yeni ayak uydururken bebekler yeni bir fiziksel beceri kazanabilirler. Bu hızlı gelişim bir takım kazaları da beraberinde getirebilir. On aylık bir bebek bir anda sehpanın ucundan tutunarak kalkıp orada duran tabağı yakalayabilir.
Diş çıkarma büyümenin bir başka sürecidir. Süt dişlerinin çıkması altıncı ve yedinci aylara denk gelmektedir. Ayrıca, bazı bebeklerin doğduklarında bir veya birkaç dişi de olabilmektedir. Bunlar süt dişleri veya geçici dişler olarak adlandırılır. Süt dişleri iki- iki buçuk yaşlarına doğru tamamlanır. İki buçuk yaşında bebekte yaklaşık 20 adet süt dişi vardır.
Bebek büyüdükçe vücut oranları da değişmektedir. Doğumda bebeğin başı vücut uzunluğu ve ağırlığının yaklaşık olarak dörtte biri kadardır. Zamanla başın vücuda oranı azalırken bacakların oranı artar.
İskelet sisteminin gelişimi ise vücut duruşu ve vücudun kuvvetlenmesi için gereklidir. Bebeklik döneminde kollar ve bacaklardaki kemikler bebeğin ağırlığını desteklemekte yetersiz olsa da bebek bir yaşına geldiğinde ayakta durma ve yürüme becerilerinde kendi ağırlığını taşıyabilmektedir.
Fiziksel gelişmeyi etkileyen etmenler

Kalıtım
Fiziksel gelişim açısından önemlidir, tek yumurta ikizleri, çift yumurta ikizleriyle karşılaştırıldığında, vücut büyüklüğü bakımından birbirlerine daha çok benzerlikler olduğu görülmektedir. Diyet ve sağlık yeterli seviyede olduğu sürece, boy ve fiziksel büyüme oranı genellikle kalıtım ile tespit edilir. Aslında, olumsuz çevresel faktörler, örneğin kötü beslenme veya hastalık çok şiddetli olmadığı sürece, çocuklar bu olumsuz faktörler ortadan kalktığında eksik kalan büyümeyi tamamlayabilirler.
İkizlerle ilgili çalışmalar kalıtımın vücut ağırlığına da önemli derecede etki ettiğini göstermektedir.

Beslenme
Beslenme özellikle yaşamın ilk yıllarında büyük önem arz etmektedir, çünkü bebeklik ve ilk çocukluk döneminde çocuğun beyni ve vücudu çok hızlı bir şekilde büyümektedir.
Bebeğin ve çocuğun enerji ihtiyacı yetişkinin ihtiyacından iki kat fazladır. Bebeğin kalori alımının % 25’i büyümeye harcanmaktadır.
Bebekler gelişen organlarının fonksiyonlarını doğru bir şekilde yerine getirebilmesi için ekstra kaloriye ihtiyaç duymaktadır.

Motor Gelişim
Motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bir başka deyişle, temelinde hareket olan becerilerin kazanılmasını içeren ve doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu süren bir süreçtir.
Motor gelişim, somut bilgi kazanımı, konuşma üretimi, çevreyi keşfetme, öz bakım becerilerini yerine getirme, hareket, duruş, denge için fiziksel temeli sağlamaktadır. Gecikmiş ya da işlevsel olmayan motor gelişim çocukların diğer alanlarda beklenen dönüm noktalarına ne zaman ve ne düzeyde ulaşacaklarını etkilemektedir. Motor gecikmeler öğrenme güçlükleri, zihinsel engel ve dikkat eksikliği gibi sorunlara işaret edebilmektedir.
Motor Yetenekler
  • Dikkat:

 Dikkat, kelime anlamı ile duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde toplama olarak tanımlanır. Dikkat, göz, kulak gibi duyu organlarına gelen uyaranların bir kısmının sonraki süreçler için seçilmesi olarak ifade edilmektedir.
Bebek; doğduğu andan itibaren çevresini tanıma, keşfetme duygusu içinde hareket eder. Çevresinde gördüğü, dokunduğu hissettiği, tattığı, işittiği her şeyi algılar. Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da eşyayı gözü ile takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır, algılar ve tanımlar. Dokuzuncu aydan itibaren ise nesneye dikkatini yoğunlaştırabilir.
Zaman zaman bebeğin çevreyi keşfetme isteği dikkatini kısaltabilir, çünkü bebeğin ilgi alanları artmakta ve hepsine yönelmek istemektedir. Ancak süreç içinde dikkatini yoğunlaştırma becerisi kazanır. Burada motor yeteneklerin dikkatle birlikte koordineli geliştiğini görülmektedir.

  • Kuvvet:

Bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da tanımlanabilmektedir. Motor davranışlarda kas ve sinir sisteminin gelişmesi önemli bir yer tutar. Kemiklerde ve iç organlardaki büyüme doğrultusunda kaslar, merkezi sinir sisteminin direktifleri ile istenilen davranışı yapar. Bebeklerde kas kuvvetinin yoğunlaşması yaşa, cinsiyete, olgunlaşma düzeyine, daha önceki fiziksel etkinlik aşamalarına ve bedensel ölçülere bağlıdır.
Motor davranışın türüne göre de kuvvet değişiklik gösterir ve dıştan gözlenebilir. Üç-dört yaşında bir çocuk dolu vagonu itebilir, topu atabilir ve bunu yaparken omuz ve dirsekleri kullanabilir.

  • Denge:

 Denge, belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme, durumunu devam ettirme olarak tanımlanabilmektedir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür. Yapılan araştırmalara göre bebek iki yaşından önce denge becerisi kazanamamaktadır. Üç yaş civarında tek ayağının üzerinde üç-dört saniye durabilmektedir.
  • Tepki hızı:

 İnsanların duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı; dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranış ise tepki olarak tanımlanmaktadır. Motor öğrenmede özellikle kolun ve parmakların gereken tepki hızı kazanması çok önemlidir. Bunun yanında el göz koordinasyonununda gelişmiş olması tepki hızını artırmaktadır.
  • Eş güdüm (Koordinasyon):

Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanmaktadır. En basit becerinin kazanımında bile göz, el, kol veya ayağın, gövde ile ayağın veya iki elin bir düzen içinde çalışması oldukça zor gerçekleştirmektedirler. Eş güdüm yeteneğinin kazanılmasında duyu organlarının da önemi büyüktür. Çocuk kazanabileceği bir beceri için duyu ve diğer organları arasında yeterli koordinasyonu kuramıyorsa, o beceriyi kazanamaz.
Bu nedenle duyu ve diğer organları arasındaki yeterli koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalarla da ilişkilidir. Örneğin; bebekler beş aylık olduklarında artık önüne konulan küçük nesneleri görüp ona bakabilirler. Sekiz aylık olduklarında ise artık önlerine koyulan küçük nesneleri çekip alabilirler. Görme ile ilgili bir problem varsa bu becerilerin yapılması zor olmaktadır.
  • Esneklik:

Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi, yani esnek olması gerekmektedir. Gövdenin, bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda motor becerileri kazanmak mümkün değildir. Özellikle bebeklik döneminde kemikler kıkırdaksı yapıda olduklarından vücut daha da esnektir. Kemikler geliştikçe vücut esnekliği azalır.
Örneğin bebekler ilk yıl içerisinde ayaklarını ağzına götürebilirler, çoraplarını tutup çıkarabilirler.

Motor Beceriler

Çocukların en önemli özelliği intrauterin dönemden puberteye kadar devam eden sürekli büyüme ve gelişmeleridir. Büyüme bütün organların boyutlarının artmasıdır.
Gelişim ise biyolojik fonksiyonların değişimini ve matürasyonunu belirler. Motor gelişim süreci bunun en önemlilerindendir.
Motor gelişim sürecinde kaba motor (bedeni kullanma) ve ince motor (nesne kullanma) beceriler olmak üzere iki hareket türü kazanılmaktadır. Bu iki motor becerilerin kazanılması genellikle birbirleriyle bağlantılı olmakla birlikte, zaman zaman bağlantının olmadığı dikkati çekmektedir .
 Örneğin; bir bebeğin bir nesneye ulaşma becerisini geç kazanması, onun geç emekleyeceğini ya da yürüyeceğini göstermez. Ancak birden fazla kaba ve ince motor becerilerinde gelişimsel bir yetersizlik olduğunda, bebeğin motor gelişim ya da farklı gelişimsel özellikleri konusunda endişe duyulması gerekmektedir.

Kaba motor beceriler

Kaba Motor Gelişimi;
 Bir bütün olarak vücudun genel hareketlerini ve denge dinamiğini kapsar. Bebeklerin bulundukları ortamdaki emekleme, ayakta durma ve yürüme gibi hareketlerin kontrolünü üstüne alması anlamına gelmektedir.

Baş kontrolü:

Yeni doğanların amaçlı bedensel kontrolleri çok azdır, ancak yine de kollarını, bacaklarını, başlarını, parmaklarını ve ayak parmaklarını refleks olarak oynatırlar. Yeni doğanlar başlarının ağırlığını bağımsız olarak destekleyemediklerinden anne babalar bu bebeklere ciddi derecede baş desteği sağlarlar.
Kısa sürede boyun kasları, supin (sırtüstü yatış) pozisyondayken başı bir yandan diğerine çevirmek ve dik dururken veya yatay pozisyondayken başı kaldırmak için yeterince güce ve gerginliğe erişir. Bu baş kontrolü, bebekler supin pozisyondayken sonunda başlarını yüzeyden kaldırabilinceye ve yüzükoyun pozisyondayken de bir yandan diğerine döndürebilinceye kadar güçlenir.
Baş kontrolü için kullanabileceğiniz bir test, kolaylaştırılmış oturmadır. Anne, baba ve eğitimci çocuğu sırt üstü yatırır ve kollarından tutup çekerek çocuğu oturma pozisyonuna getirir. Eğer çocuk başını bağımsız olarak kaldırabilir ve böylece baş gövdeye paralel olarak kalırsa baş düşmesi gerçekleşmemiş olur.

Omuz kontrolü:

Baş kontrolünün kazanımı olmadan omuz kontrolü tam olarak gelişmez. Bebekler yaklaşık iki, üç aylıkken gövdelerini ön kolları üzerinde tutarak başlarını bir yandan diğerine çevirmede kendilerini desteklemeye başlarlar. Kas kontrolünü kazanmaya başladıkça bebekler daha uzun süre boyunca kendilerini destekleyebilirler en sonunda da tam olarak açılmış kolları ve elleri üzerinde kendilerini kaldırabilirler. Bebeklerin omuz kontrolü iyi bir şekilde geliştiğinde kendilerini desteklemeye başlarlar.
Bebeklerin omuz kontrolü iyi bir şekilde geliştiğinde kendilerini sırt üstü pozisyona çevirebilirler. Genellikle ilk önce önden arkaya yuvarlanma ortaya çıkar, çünkü bebekler uzanmış kollarından destek alırlar.

Gövde kontrolü:

Yeni doğanlar incelendiğinde; oturma pozisyonuna getirildiklerinde yer çekimine çok az direnç göstererek belden başa doğru aşağı düşerler.
İki aylık olduklarında oturma pozisyonundayken başlarını dik tutabilirler.
Dört aylıkken üst gövdelerini dik tutabilirler, altı aylıkken çoğu bebek bağımsız olarak oturabilir, sekiz aylıkken ise sağlam bir şekilde oturabilirler.
Fakat sekiz aylıkken bile bebekler geriye düştüğünde başını yaralamaya karşı korumasızdırlar.


Kalça kontrolü:

Kalça kontrolünün gelişmiş olması bebeklerin oturma pozisyonu alıp daha sonra bundan çıkabilmelerini sağlar.
 Yüzükoyun pozisyondaki bebekler yerde veya diğer zeminlerde kollarını ve bacaklarını eşgüdümlü olarak ilerleterek emeklemeye başlarlar, kalçadaki ağırlık aktarımı bebeklerin başlarını kaldırarak ve yerden gövdelerini elleri ve dizleri üzerine kaldırarak yerçekimine karşı koymalarına izin verir.
Kol ve bacaklarını eşgüdümlü hale getiren bebekler dokuz, on aylık olduklarında emeklerler.

Belden aşağı kontrolü:
Kaba motor gelişimin son aşaması olan dik hareketlilik kalça kontrolü tam olarak geliştiğinde tam uzatılmış bacakları üzerinde dengede durabilirler.
On, on iki aylık olduğunda bir çocuk bir yerden destek aldığında dik olarak ayakta durabilir.
Sıralamayı başaran bebekler eşyalar arasında kısa mesafeleri küçük adımlarla geçebilir.
Son olarak ise önce birkaç tane olmak üzere bağımsız adım atmaya başlarlar.

İncelik verme:

Bağımsız olarak yürüme öğrenildiğinde diğer kaba motor hareketleri bu alanın en önemli becerilerine incelik verilmesi olarak görülür.
 İncelik verme merdiven inip çıkma, koşma, tek ayak üzerinde durma, sekme, zıplama ve serbest zaman becerilerinin geliştirilmesini içermektedir.
Çocuklar bu becerilerin çoğu olmadan da yaşamlarında oldukça işlevsel olabilmelerine karşın kaba motor gelişimindeki bir gecikme yaşamın ilerleyen zamanlarında ortaya çıkabilen genelleştirilmiş gelişimsel sorunların erken bir işareti olabilmektedir.

İnce Motor Beceriler 

Tüm motor gelişimleri arasında, bir nesneyi yakalama bebeğin bilişsel gelişimi için en önemli role sahiptir. Bir şeyleri tutma, onları döndürme ve bıraktıklarında ne olduğunu görmeyle, bebekler nesnelerin görüntüsü, sesi ve yapısı ile ilgili önemli bilgilere ulaşırlar.
Yeni doğanlar zayıf bir koordinasyonla vuruşlar yaparlar. İlk yakalama denilen bu vuruşlar bebeğin önünde duran nesneye ulaşmaya çalışması ancak zayıf el-kol kontrolünden dolayı nesneye nadiren dokunabilmesidir. İlk yakalama yaklaşık yedi aylıkken, bebeklerin göz hareketleri ile nesneyi takip etmesi ve dikkatle bakması geliştiğinde ortaya çıkar.
Erken gelişen bu davranışlar bebeklerin biyolojik araştırma eylemi için gerekli olan el-göz koordinasyonunu gerçekleştirmeye hazır olduğunu göstermektedir.

Göz kontağı:

Baştan ayağa doğru gelişimle uyumlu olarak gözlerin ince kas kontrolü, gelişmeye başlayan ilk gözlenebilir ince motor becerilerden birisidir.
Yeni doğan bebeklerin annesinin gözlerini takip ettiği söylenebilir. Her ne kadar bu takipte zorluk yaşasalar da, birkaç hafta içinde yavaş yavaş hareket ettirilen nesneleri takip edebilmeye başlarlar.
Göz kontağı kurma ince motor becerileri yerine getirme kadar dil becerileri kazanımı için de önemlidir.

Uzanma:

İlk zamanlarda uzanma ve kavrama refleks amaçlıdır.
Amaçlı uzanma sırt üstü pozisyondayken omuz kontrolü oluşmaya başladıktan sonra iki aylıkken başlıyor.
Dört aylıkken bebeklerin uzanması daha gelişmiş hale gelir ve bebekler tereddütsüz bir şekilde nesne yönünde kol ve ellerini hareket ettirir.
Kavrama:

Uzanma geliştikçe kavrama daha amaçlı hale gelmeye başlar.
En ilkel tutuş, bebeklerin tüm parmakları açık şekilde avuçlarıyla tırnaklayarak aldıkları avuç içi tutuştur. Çünkü henüz ince motor beceriler gelişmemiştir. Nesnelerle oyunları çok kısıtlı ve basit düzeydedir. Sonrasında bu beceri parmaklarının uçlarını avuçlarının karşısına getirerek bir nesneyi tutmaya, daha sonra ise başparmaklarını diğer parmaklarının karşısına getirerek kavramaya doğru ilerlemektedir.

Erişme ve yakalama becerisinin gelişimi:

Yaklaşık olarak üçüncü ya da dördüncü ayda bebekler gerekli olan göz, baş ve omuz kontrolünü geliştirdikçe, kolları ileriye götürerek önündeki bir nesneye erişme amacında olur ve zamanla nesneyi yakalama gerçekleşir. Beş, altı aylık olunca bebekler ışıkların söndürülmesi esnasında ulaşmaya çalıştıkları nesneye karanlıkta da ulaşabilirler.
Bu beceri, takip eden birkaç ay içerisinde gelişir. Bebekler vücut duruşlarını ve el kol hareketlerini daha iyi kontrol edebildikçe ve derinsel algı geliştikçe, erişme becerisi gelişir.
 Dört aylık çocuklar önlerinde hareket eden nesnelere odaklanırlar, böylece onları yakalayabilirler.
Yaklaşık olarak beş aylıkken ise eğer bir nesne onların ulaşabileceğinden daha hızlı hareket ediyorsa, bebekler etrafında dönen, yön değiştiren, hızlanan, yavaşlayan hareketli nesnelere ulaşma konusunda daha etkin davranırlar Bebekler erişme eylemini gerçekleştirdiklerinde, yakalama becerilerini yeniden düzenlerler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Search

Takip Et!

Instagram YouTUbe Gmail