FİZİKSEL GELİŞİM
Fiziksel gelişim, vücut ağırlığı ve
bedendeki artışlarla kendini gösteren, bireyin ağırlığında ve yapısındaki
biyolojik değişikliklerdir. Bunların içerisine organların gelişmesi, boyun
uzaması, kilonun artışı, kemiklerin gelişimi, iskelet sistemi, dişlerin çıkması
ve değişmesi, kas, beyin ve sinir, sindirim, dolaşım, solunum, boşaltım gibi
sistemlerin ve duyu organlarının gelişimi de girmektedir.
Şüphesiz büyümenin en belirgin göstergesi
boydaki ve vücut ağırlığındaki değişikliklerle ölçülebilen alanlarda
gözlemlenir. İlk yılın sonunda normal bir bebeğin boyunun, doğum boyunun % 50’
si kadar uzaması ve vücut ağırlığının ise % 300 gibi bir oranla artması
beklenmektedir. İkinci yıllarına girdiklerinde pek çok bebek doğdukları zamana
göre dört kat daha ağır ve en az on iki santimetre daha uzun olur.
Bebeklik döneminde inanılmaz bir
hızla gelişen kemikler ve kaslar çocuğun kas gücü ve koordinasyonunun giderek
artmasını sağlar. Bebeğin, doğumdaki kas ağırlığının toplam vücut ağırlığına
oranı beşte bir iken, yetişkinlikte bu oran beşte ikidir.
Anne babalar bir değişime daha yeni
ayak uydururken bebekler yeni bir fiziksel beceri kazanabilirler. Bu hızlı
gelişim bir takım kazaları da beraberinde getirebilir. On aylık bir bebek bir
anda sehpanın ucundan tutunarak kalkıp orada duran tabağı yakalayabilir.
Diş çıkarma büyümenin bir başka
sürecidir. Süt dişlerinin çıkması altıncı ve yedinci aylara denk gelmektedir.
Ayrıca, bazı bebeklerin doğduklarında bir veya birkaç dişi de olabilmektedir.
Bunlar süt dişleri veya geçici dişler olarak adlandırılır. Süt dişleri iki- iki
buçuk yaşlarına doğru tamamlanır. İki buçuk yaşında bebekte yaklaşık 20 adet
süt dişi vardır.
Bebek büyüdükçe vücut oranları da
değişmektedir. Doğumda bebeğin başı vücut uzunluğu ve ağırlığının yaklaşık
olarak dörtte biri kadardır. Zamanla başın vücuda oranı azalırken bacakların
oranı artar.
İskelet sisteminin gelişimi ise
vücut duruşu ve vücudun kuvvetlenmesi için gereklidir. Bebeklik döneminde
kollar ve bacaklardaki kemikler bebeğin ağırlığını desteklemekte yetersiz olsa
da bebek bir yaşına geldiğinde ayakta durma ve yürüme becerilerinde kendi
ağırlığını taşıyabilmektedir.
Fiziksel gelişmeyi etkileyen etmenler
Kalıtım
Fiziksel gelişim açısından
önemlidir, tek yumurta ikizleri, çift yumurta ikizleriyle karşılaştırıldığında,
vücut büyüklüğü bakımından birbirlerine daha çok benzerlikler olduğu
görülmektedir. Diyet ve sağlık yeterli seviyede olduğu sürece, boy ve fiziksel
büyüme oranı genellikle kalıtım ile tespit edilir. Aslında, olumsuz çevresel
faktörler, örneğin kötü beslenme veya hastalık çok şiddetli olmadığı sürece,
çocuklar bu olumsuz faktörler ortadan kalktığında eksik kalan büyümeyi
tamamlayabilirler.
İkizlerle ilgili çalışmalar
kalıtımın vücut ağırlığına da önemli derecede etki ettiğini göstermektedir.
Beslenme
Beslenme özellikle yaşamın ilk yıllarında büyük önem arz
etmektedir, çünkü bebeklik ve ilk çocukluk döneminde çocuğun beyni ve vücudu
çok hızlı bir şekilde büyümektedir.
Bebeğin ve çocuğun enerji ihtiyacı yetişkinin
ihtiyacından iki kat fazladır. Bebeğin kalori alımının % 25’i büyümeye
harcanmaktadır.
Bebekler gelişen organlarının fonksiyonlarını doğru bir
şekilde yerine getirebilmesi için ekstra kaloriye ihtiyaç duymaktadır.
Motor Gelişim
Motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir
sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik
kazanmasıdır. Bir başka deyişle, temelinde hareket olan becerilerin
kazanılmasını içeren ve doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu süren bir
süreçtir.
Motor gelişim, somut bilgi kazanımı, konuşma üretimi,
çevreyi keşfetme, öz bakım becerilerini yerine getirme, hareket, duruş, denge
için fiziksel temeli sağlamaktadır. Gecikmiş ya da işlevsel olmayan motor
gelişim çocukların diğer alanlarda beklenen dönüm noktalarına ne zaman ve ne
düzeyde ulaşacaklarını etkilemektedir. Motor gecikmeler öğrenme güçlükleri,
zihinsel engel ve dikkat eksikliği gibi sorunlara işaret edebilmektedir.
Motor
Yetenekler
- Dikkat:
Dikkat, kelime
anlamı ile duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde toplama olarak
tanımlanır. Dikkat, göz, kulak gibi duyu organlarına gelen uyaranların bir
kısmının sonraki süreçler için seçilmesi olarak ifade edilmektedir.
Bebek; doğduğu andan itibaren çevresini tanıma, keşfetme
duygusu içinde hareket eder. Çevresinde gördüğü, dokunduğu hissettiği, tattığı,
işittiği her şeyi algılar. Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da eşyayı gözü ile
takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından
ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır,
algılar ve tanımlar. Dokuzuncu aydan itibaren ise nesneye dikkatini
yoğunlaştırabilir.
Zaman zaman bebeğin çevreyi keşfetme isteği dikkatini
kısaltabilir, çünkü bebeğin ilgi alanları artmakta ve hepsine yönelmek
istemektedir. Ancak süreç içinde dikkatini yoğunlaştırma becerisi kazanır.
Burada motor yeteneklerin dikkatle birlikte koordineli geliştiğini
görülmektedir.
- Kuvvet:
Bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da
tanımlanabilmektedir. Motor davranışlarda kas ve sinir sisteminin gelişmesi
önemli bir yer tutar. Kemiklerde ve iç organlardaki büyüme doğrultusunda
kaslar, merkezi sinir sisteminin direktifleri ile istenilen davranışı yapar.
Bebeklerde kas kuvvetinin yoğunlaşması yaşa, cinsiyete, olgunlaşma düzeyine,
daha önceki fiziksel etkinlik aşamalarına ve bedensel ölçülere bağlıdır.
Motor davranışın türüne göre de kuvvet değişiklik
gösterir ve dıştan gözlenebilir. Üç-dört yaşında bir çocuk dolu vagonu
itebilir, topu atabilir ve bunu yaparken omuz ve dirsekleri kullanabilir.
- Denge:
Denge, belli bir
yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme, durumunu devam ettirme olarak
tanımlanabilmektedir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin
kazanılmasında da çok önemli bir faktördür. Yapılan araştırmalara göre bebek
iki yaşından önce denge becerisi kazanamamaktadır. Üç yaş civarında tek
ayağının üzerinde üç-dört saniye durabilmektedir.
- Tepki hızı:
İnsanların duyu
organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum
değişikliğine uyarıcı; dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı
organizmanın gösterdiği davranış ise tepki olarak tanımlanmaktadır. Motor
öğrenmede özellikle kolun ve parmakların gereken tepki hızı kazanması çok
önemlidir. Bunun yanında el göz koordinasyonununda gelişmiş olması tepki hızını
artırmaktadır.
- Eş güdüm (Koordinasyon):
Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için;
bilinçli motor hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak
tanımlanmaktadır. En basit becerinin kazanımında bile göz, el, kol veya ayağın,
gövde ile ayağın veya iki elin bir düzen içinde çalışması oldukça zor
gerçekleştirmektedirler. Eş güdüm yeteneğinin kazanılmasında duyu organlarının
da önemi büyüktür. Çocuk kazanabileceği bir beceri için duyu ve diğer organları
arasında yeterli koordinasyonu kuramıyorsa, o beceriyi kazanamaz.
Bu nedenle duyu ve diğer organları arasındaki yeterli
koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalarla da ilişkilidir.
Örneğin; bebekler beş aylık olduklarında artık önüne konulan küçük nesneleri
görüp ona bakabilirler. Sekiz aylık olduklarında ise artık önlerine koyulan
küçük nesneleri çekip alabilirler. Görme ile ilgili bir problem varsa bu
becerilerin yapılması zor olmaktadır.
- Esneklik:
Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen
yönlere eğilmesi, yani esnek olması gerekmektedir. Gövdenin, bacakların yeterli
esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda motor becerileri kazanmak mümkün değildir.
Özellikle bebeklik döneminde kemikler kıkırdaksı yapıda olduklarından vücut
daha da esnektir. Kemikler geliştikçe vücut esnekliği azalır.
Örneğin bebekler ilk yıl içerisinde ayaklarını ağzına
götürebilirler, çoraplarını tutup çıkarabilirler.
Motor
Beceriler
Çocukların en önemli özelliği intrauterin dönemden
puberteye kadar devam eden sürekli büyüme ve gelişmeleridir. Büyüme bütün
organların boyutlarının artmasıdır.
Gelişim ise biyolojik fonksiyonların değişimini ve
matürasyonunu belirler. Motor gelişim süreci bunun en önemlilerindendir.
Motor gelişim sürecinde kaba motor (bedeni kullanma) ve
ince motor (nesne kullanma) beceriler olmak üzere iki hareket türü
kazanılmaktadır. Bu iki motor becerilerin kazanılması genellikle birbirleriyle
bağlantılı olmakla birlikte, zaman zaman bağlantının olmadığı dikkati
çekmektedir .
Örneğin; bir
bebeğin bir nesneye ulaşma becerisini geç kazanması, onun geç emekleyeceğini ya
da yürüyeceğini göstermez. Ancak birden fazla kaba ve ince motor becerilerinde
gelişimsel bir yetersizlik olduğunda, bebeğin motor gelişim ya da farklı
gelişimsel özellikleri konusunda endişe duyulması gerekmektedir.
Kaba
motor beceriler
Kaba Motor Gelişimi;
Bir bütün olarak
vücudun genel hareketlerini ve denge dinamiğini kapsar. Bebeklerin bulundukları
ortamdaki emekleme, ayakta durma ve yürüme gibi hareketlerin kontrolünü üstüne
alması anlamına gelmektedir.
Baş
kontrolü:
Yeni doğanların amaçlı bedensel kontrolleri çok azdır,
ancak yine de kollarını, bacaklarını, başlarını, parmaklarını ve ayak
parmaklarını refleks olarak oynatırlar. Yeni doğanlar başlarının ağırlığını
bağımsız olarak destekleyemediklerinden anne babalar bu bebeklere ciddi
derecede baş desteği sağlarlar.
Kısa sürede boyun kasları, supin (sırtüstü yatış)
pozisyondayken başı bir yandan diğerine çevirmek ve dik dururken veya yatay
pozisyondayken başı kaldırmak için yeterince güce ve gerginliğe erişir. Bu baş
kontrolü, bebekler supin pozisyondayken sonunda başlarını yüzeyden
kaldırabilinceye ve yüzükoyun pozisyondayken de bir yandan diğerine
döndürebilinceye kadar güçlenir.
Baş kontrolü için kullanabileceğiniz bir test,
kolaylaştırılmış oturmadır. Anne, baba ve eğitimci çocuğu sırt üstü yatırır ve
kollarından tutup çekerek çocuğu oturma pozisyonuna getirir. Eğer çocuk başını
bağımsız olarak kaldırabilir ve böylece baş gövdeye paralel olarak kalırsa baş
düşmesi gerçekleşmemiş olur.
Omuz
kontrolü:
Baş kontrolünün kazanımı olmadan omuz kontrolü tam olarak
gelişmez. Bebekler yaklaşık iki, üç aylıkken gövdelerini ön kolları üzerinde
tutarak başlarını bir yandan diğerine çevirmede kendilerini desteklemeye
başlarlar. Kas kontrolünü kazanmaya başladıkça bebekler daha uzun süre boyunca
kendilerini destekleyebilirler en sonunda da tam olarak açılmış kolları ve
elleri üzerinde kendilerini kaldırabilirler. Bebeklerin omuz kontrolü iyi bir
şekilde geliştiğinde kendilerini desteklemeye başlarlar.
Bebeklerin omuz kontrolü iyi bir şekilde geliştiğinde
kendilerini sırt üstü pozisyona çevirebilirler. Genellikle ilk önce önden
arkaya yuvarlanma ortaya çıkar, çünkü bebekler uzanmış kollarından destek
alırlar.
Gövde
kontrolü:
Yeni doğanlar incelendiğinde; oturma pozisyonuna
getirildiklerinde yer çekimine çok az direnç göstererek belden başa doğru aşağı
düşerler.
İki aylık olduklarında oturma pozisyonundayken başlarını
dik tutabilirler.
Dört aylıkken üst gövdelerini dik tutabilirler, altı
aylıkken çoğu bebek bağımsız olarak oturabilir, sekiz aylıkken ise sağlam bir
şekilde oturabilirler.
Fakat sekiz aylıkken bile bebekler geriye düştüğünde
başını yaralamaya karşı korumasızdırlar.
Kalça
kontrolü:
Kalça kontrolünün gelişmiş olması bebeklerin oturma
pozisyonu alıp daha sonra bundan çıkabilmelerini sağlar.
Yüzükoyun
pozisyondaki bebekler yerde veya diğer zeminlerde kollarını ve bacaklarını
eşgüdümlü olarak ilerleterek emeklemeye başlarlar, kalçadaki ağırlık aktarımı
bebeklerin başlarını kaldırarak ve yerden gövdelerini elleri ve dizleri üzerine
kaldırarak yerçekimine karşı koymalarına izin verir.
Kol ve bacaklarını eşgüdümlü hale getiren bebekler dokuz,
on aylık olduklarında emeklerler.
Belden
aşağı kontrolü:
Kaba motor gelişimin son aşaması olan dik hareketlilik
kalça kontrolü tam olarak geliştiğinde tam uzatılmış bacakları üzerinde dengede
durabilirler.
On, on iki aylık olduğunda bir çocuk bir yerden destek
aldığında dik olarak ayakta durabilir.
Sıralamayı başaran bebekler eşyalar arasında kısa
mesafeleri küçük adımlarla geçebilir.
Son olarak ise önce birkaç tane olmak üzere bağımsız adım
atmaya başlarlar.
İncelik
verme:
Bağımsız olarak yürüme öğrenildiğinde diğer kaba motor
hareketleri bu alanın en önemli becerilerine incelik verilmesi olarak görülür.
İncelik verme
merdiven inip çıkma, koşma, tek ayak üzerinde durma, sekme, zıplama ve serbest
zaman becerilerinin geliştirilmesini içermektedir.
Çocuklar bu becerilerin çoğu olmadan da yaşamlarında
oldukça işlevsel olabilmelerine karşın kaba motor gelişimindeki bir gecikme
yaşamın ilerleyen zamanlarında ortaya çıkabilen genelleştirilmiş gelişimsel
sorunların erken bir işareti olabilmektedir.
İnce
Motor Beceriler
Tüm motor gelişimleri arasında, bir nesneyi yakalama
bebeğin bilişsel gelişimi için en önemli role sahiptir. Bir şeyleri tutma,
onları döndürme ve bıraktıklarında ne olduğunu görmeyle, bebekler nesnelerin
görüntüsü, sesi ve yapısı ile ilgili önemli bilgilere ulaşırlar.
Yeni doğanlar zayıf bir koordinasyonla vuruşlar yaparlar.
İlk yakalama denilen bu vuruşlar bebeğin önünde duran nesneye ulaşmaya
çalışması ancak zayıf el-kol kontrolünden dolayı nesneye nadiren
dokunabilmesidir. İlk yakalama yaklaşık yedi aylıkken, bebeklerin göz
hareketleri ile nesneyi takip etmesi ve dikkatle bakması geliştiğinde ortaya
çıkar.
Erken gelişen bu davranışlar bebeklerin biyolojik
araştırma eylemi için gerekli olan el-göz koordinasyonunu gerçekleştirmeye
hazır olduğunu göstermektedir.
Göz
kontağı:
Baştan ayağa doğru gelişimle uyumlu olarak gözlerin ince
kas kontrolü, gelişmeye başlayan ilk gözlenebilir ince motor becerilerden
birisidir.
Yeni doğan bebeklerin annesinin gözlerini takip ettiği
söylenebilir. Her ne kadar bu takipte zorluk yaşasalar da, birkaç hafta içinde
yavaş yavaş hareket ettirilen nesneleri takip edebilmeye başlarlar.
Göz kontağı kurma ince motor becerileri yerine getirme
kadar dil becerileri kazanımı için de önemlidir.
Uzanma:
İlk zamanlarda uzanma ve kavrama refleks amaçlıdır.
Amaçlı uzanma sırt üstü pozisyondayken omuz kontrolü oluşmaya
başladıktan sonra iki aylıkken başlıyor.
Dört aylıkken bebeklerin uzanması daha gelişmiş hale
gelir ve bebekler tereddütsüz bir şekilde nesne yönünde kol ve ellerini hareket
ettirir.
Kavrama:
Uzanma geliştikçe kavrama daha amaçlı hale gelmeye
başlar.
En ilkel tutuş, bebeklerin tüm parmakları açık şekilde
avuçlarıyla tırnaklayarak aldıkları avuç içi tutuştur. Çünkü henüz ince motor
beceriler gelişmemiştir. Nesnelerle oyunları çok kısıtlı ve basit düzeydedir.
Sonrasında bu beceri parmaklarının uçlarını avuçlarının karşısına getirerek bir
nesneyi tutmaya, daha sonra ise başparmaklarını diğer parmaklarının karşısına
getirerek kavramaya doğru ilerlemektedir.
Erişme
ve yakalama becerisinin gelişimi:
Yaklaşık olarak üçüncü ya da dördüncü ayda bebekler
gerekli olan göz, baş ve omuz kontrolünü geliştirdikçe, kolları ileriye
götürerek önündeki bir nesneye erişme amacında olur ve zamanla nesneyi yakalama
gerçekleşir. Beş, altı aylık olunca bebekler ışıkların söndürülmesi esnasında
ulaşmaya çalıştıkları nesneye karanlıkta da ulaşabilirler.
Bu beceri, takip eden birkaç ay içerisinde gelişir.
Bebekler vücut duruşlarını ve el kol hareketlerini daha iyi kontrol edebildikçe
ve derinsel algı geliştikçe, erişme becerisi gelişir.
Dört aylık
çocuklar önlerinde hareket eden nesnelere odaklanırlar, böylece onları
yakalayabilirler.
Yaklaşık olarak beş aylıkken ise eğer bir nesne onların
ulaşabileceğinden daha hızlı hareket ediyorsa, bebekler etrafında dönen, yön
değiştiren, hızlanan, yavaşlayan hareketli nesnelere ulaşma konusunda daha
etkin davranırlar Bebekler erişme eylemini gerçekleştirdiklerinde, yakalama
becerilerini yeniden düzenlerler.
0 yorum:
Yorum Gönder